Eye Movement Desensitization and Reprocessing veya EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), travmatik anıların terapistin çeşitli yönlendirmeleriyle yeniden işlenmesini sağlayarak olumsuz duygu ve düşünceleri azaltan bir psikolojik terapi yöntemidir.
Terapide danışanlara çift yönlü uyarım verilerek zihinde yer alan kötü anılara ulaşılmaya çalışılır. Verilen çift yönlü uyaranlar göz hareketleri, kulaktan sesli uyaran veya dokunsal uyaran şeklinde verilebilir. Uyaran verme işlemi terapinin temelini oluşturmaktadır.
3-4 seansta etkinliği görülmekte, hatta tek seans uygulamalarının yeterli olduğu durumlar dahi olabilmektedir.Kişinin geçmişte yaşadığı olumsuz bir olayı, bugünkü duygusal tepkileriyle ilişkilendiren travmatik anılar, terapi sürecinde işlenerek beynin doğal iyileşme mekanizmasının harekete geçmesine yardımcı olur.EMDR kısa süreli terapiler grubundadır ve seansların süresi danışana ve danışanın yaşamış olduğu onu rahatsız eden duruma bağlı olarak değişmektedir. Yapılan araştırmalarda hem etkili hem de kalıcı olduğunu göstermektedir.
Emdr sonrasında bazı bireylerde olumsuz yaşantıların uzaklaştığı görülürken bazı bireylerde anının oluşturduğu aşırı duyarlılık, dayanılmaz rahatsızlık ya da derin üzüntü ortadan kalkar. Yani anıya karşı duyarsızlık gelişir. Bu duyarsızlıkla birlikte kişinin farkındalığı artar, yeni ve olumlu bir bakış açısı kazanılır...
Terapide danışanlara çift yönlü uyarım verilerek zihinde yer alan kötü anılara ulaşılmaya çalışılır. Verilen çift yönlü uyaranlar göz hareketleri, kulaktan sesli uyaran veya dokunsal uyaran şeklinde verilebilir. Uyaran verme işlemi terapinin temelini oluşturmaktadır.
3-4 seansta etkinliği görülmekte, hatta tek seans uygulamalarının yeterli olduğu durumlar dahi olabilmektedir.Kişinin geçmişte yaşadığı olumsuz bir olayı, bugünkü duygusal tepkileriyle ilişkilendiren travmatik anılar, terapi sürecinde işlenerek beynin doğal iyileşme mekanizmasının harekete geçmesine yardımcı olur.EMDR kısa süreli terapiler grubundadır ve seansların süresi danışana ve danışanın yaşamış olduğu onu rahatsız eden duruma bağlı olarak değişmektedir. Yapılan araştırmalarda hem etkili hem de kalıcı olduğunu göstermektedir.
Emdr sonrasında bazı bireylerde olumsuz yaşantıların uzaklaştığı görülürken bazı bireylerde anının oluşturduğu aşırı duyarlılık, dayanılmaz rahatsızlık ya da derin üzüntü ortadan kalkar. Yani anıya karşı duyarsızlık gelişir. Bu duyarsızlıkla birlikte kişinin farkındalığı artar, yeni ve olumlu bir bakış açısı kazanılır...
Simdi buraya kadar bilimsel olarak bu uygulamanin kisinin ustundeki etkilerini, zihinsel olarak yarattigi tedavi seklini anlamis oldugunuzu umuyorum. Fakat benim sizlere bahsetmek istedigim bu yontemle neden daha once tanismamis olmam ve beni calistigimiz her yeni konuda nasil bir farkindaliga surukledigi hususudur.
Ilk olarak 2023 Subatinda bir sabah erkenden ise giderken okudugum haberlerde cok buyuk bir deprem oldugu ve bircok ilde cok buyuk hasarlar biraktigi yonundeki azar azar gelen goruntu ve seslerden sonra farkettim ki bir insanin ustunu kapattigi derin uzuntuler, travmalar ve korkular bir anda ortaya cikiveriyor ve bambaska bir insana donusuveriyorsunuz. Evet tam olarak bir surec-sonuc iliskisi muhakkak ki olusuyor fakat ben bir sabah uyandim ve sonrasindaki 40 gun boyunca hem caresizce aglayip hem elimden geldigince neler yapabilecegimi dusunup hem hayata kusup hem de bana ihtiyac var ise kayitsiz kalamam, artik sakin kalamam durtusuyle gunluk rutinime devam ettigim bir zaman diliminden gectim. Uzun yillardir hem yalniz yasiyor olusum hem de 99 depremini en hararetlisinden yasamam ve hatirlamam nedeniyle tum travmalar bir bir su yuzune cikmaya baslamisti. Aklima dahi gelmeyecek korkularimla, yalnizlik ve caresizlikle yuzlesirken aslinda olum korkumun olmamasi, yalnizca sevdiklerimi kaybedersem haber bile alamayacak kadar buyuk bir afetin ve uzakligin ortasinda kaldigimiz dusuncesi beni gunbegun kemirmeye baslamisti bile. Yalniz kalmaktan, ise gitmekten, hicbirsey olmamis gibi rutinlerimize devam etmekten imtina ettigimi ve ne yaparsam yapayim asla duzelemedigimi farkettim. Burda bahsedilen duzelme durumu normalime- rutinime- aliskanliklarima ve huzurlu sakinligime geri donebilme ruh halidir ki ben yapamadim. Ustune ustluk hergun deprem bolgesine nasil yardim gonderebilirim, cevremi nasil duruma dahil edebilirim ve en hizli bolgeye nasil intikal edip faydali olabilirim debelenmesi icindeki gecen gunlerimde bir de ise gidip o zamanki yoneticimizin istegiyle hicbirsey olmamis gibi calismam beklenirken... O bolgeleri arayip once kisilere klasik bikac soruyla nasil olduklari sorulup toplantilara dahil etmek ve bu rutin gundemi her gun her hafta devam ettirmek sanirim beni en cok cildirtan davranis oldu. Toplanti aralari dahil, her aksam eve gelip es-dost-arkadaslarimla gorusup, neler yapabilirizi dusunmek ve hayata gecirmek bile hem inanilmaz iyi hem de fazlasiyla kotu geliyordu. Oturdugum yerden neler yapabilecegimi ilk olarak belki de o donemde gordum ! O illerden birinde yasayan universite sinif arkadasimizla koordine bir sekilde baslattigimiz yardim tirlarini yonlendirme, ilgili isimlere ulasma ve dahasi dahasi... Sabaha kadar uyumadan ise gittigimi ve tam 40 gun boyunca hem aglayip hem uyumayip is yaptigimi cok net hatirliyorum !
Simdi gecmise bakiyorum da ne akil kalir insanda ne sinir ne hayal ne gelecek... Sevdiklerini, evlerini, ailelerini kaybeden insanlara once sabir sonra yasama ve dayanma gucu diliyorum ki en saglamindan en derininden... Akil alacak gibi degil basimiza gelen seyler..
Lakin hayat devam ediyor dedigim noktada hem bi arkadasimin referansi ile psikolog terapileri ile tanistim hem de durumdan uzaklasmak icin fiziki olarak da uzaklasmam gerektigini ogrenmem bu toplumsal boyuttaki aci vesilesyle oldu diyebilirim. Yalnizca birkac seans gidip konustugum klinik psikolog o kadar tatli naif ve isinde iyi bir kadindi ki konusarak rahatlamak yerine yalnizca isinde usta isimlerle konusmam hatta gerekli gorulurse diger psikoanalizleri de denemem gerektigini seve seve kabul etmis oldum. Kabul etmek iyilesmeye basladiginizi gosterir bunu da ustune basa basa soylemek isterim !!! Kabul etme asamasina gelene kadar calistigimiz konuslara eslik eden EMDR terapisinde, o vakitler kulaklik ile kisa uyaran seslerle beyni yeniden islemis olduk. Yani ben korkularim, takili kaldigim konular ve ofkemi orada birakip kendi hayatima daha saglikli bir sekilde donebilmis oldum. Depremin herzaman olabilecegi, olum ve kayiplardan sonra acimi/ yasimi istedigim gibi yasayabilecegim ama depresyona girmemin hic bir fayda getirmeyecegini o donem bir nebze de olsa farketmistim. 1-2 seans sonrasinda toplumsal olaylara verdigimiz veya ozellikle veremedigimiz tepkilerin bizde olusturdugu hasarlar, ustu kapatilmis ve gunluk kosturmacada farkedemedigimiz travmalarimiz bizimle birlikte etrafimiza da hizla sirayet eder. Neseli kisiligim, hiperaktif ve enerjik yaklasimlarim nedeniyle kimse beni defresif goremezken sonralarda gelen "'beni anlamayan insanlara laf anlatmak yerine kendimle kalmayi tercih ettigim"" davranislarimi da farkettim. Terapilerde calistigimiz her turlu degisik konulara bu da dahil oldu zamanla. Duzenli olarak gitmeye baslamam ise yegenimi kaza sonucu agustos sonunda kaybettikten sonraki uykusuz gecen 3 ay ve Istanbulá dondukten sonra ilk is gidilen randevuda olusturuldu. Bir oneceki yazimda belirttigim uzere uyumadiginiz zaman sinir sisteminiz yenilenmiyor ve psikiyatr gozlemiyle gelecek ilac veya sozlu uygulamalara ihtiyac duyabileceginiz gercegiydi. Bana ilac tedavisi hic bir zaman uygulanmadi cok istemem ragmen gerek gorulmedi lakin bu psikoanaliz yonteminin bu denli ise yarayacagi da aklimin ucundan dahi gecmezdi.
Haftada 1 kez gittigim terapilerin baslangici yas terapisi olarak baslasa da ince ince calistigimiz tum konularla birlikte yan konulara da geciyor derinlere inebiliyorduk. Bu kez gozlerim ile sinyalleri takip ederek yaptigimiz bu uyaran-hasta iliskisinde her calistigimiz konunun ertesi gun ise yarayacagini bilseydim daha ilk kaybimdan sonra orada olur ve sonrasinda takili kaldigim her konuyu bu yontemle calismak isterdim. Yas terapilerinde hep ayni siralama oldugunu zannetmiyorum fakat benim once ofkemi asagiya alma ihtiyaci sonrasinda olen kisiyle vedalasma ve sureci en bastan yasatma ayrintilariyla bu seruvene baslamis olduk. Kisi ve kisiliklere gore degisecegini umdugum bu terapiyi herkese onermeye baslamam bende inanilmaz derecede ise yaradigini gordukten sonra oldu dememe gerek yok sanirim. Cunku once uyumaya basladim sonra asiri sinir ve aglamalarimi kontrol altina almaya basladim ve kabul etmeyle birlikte gelen ozlem duygsusuyla nasil yasamaya devam edecegimi ogrenebildim. Yalniz kalma ihtiyacindan sonra sosyallesebilme, is hayatina ve gunluk rutinlere geri donebilme ve seyahate cikip uzaklasarak sevdigim seylere odaklanabilme olgularim 6 ay sonra geri gelmeye basladi. O zamana gelene kadar yaptiklarimi otomatik olarak yaptigimi ve cok da fazla bisey ifade etmediklerini, cokta detayli hatirlamadigimi da simdilerde farkeder oldum. Sanirim sok halinde yasadiginiz gunleri pek net hatirlayamiyoruz. Icgudusel olarak geliyor ve gidiyor olabilirler. Bilemiyorum, bunu sormak aklima gelmedi hic... Yalnizca hicbiseye inanmayan ve kimseye guvenmeyen ben bu yontemin nasil bu kadar etkili oldugu ve bende hemen ise yaradigini sordum bir kez terapistime... Bilimsel calisma olmasi ve beyni yeniden isleyebilmesi nedeniyle oldugunu, calistigimiz diger konularin da bu yuzden ise yaradigini hem kendisinden hem de bilimsel kaynaklardan ogrenmis oldum. EMDR geleneksel terapi tekniklerine göre oldukça hızlı işliyordu ve bu nedenle de daha bir hevesle ve ihtiyac dahilinde gittigim seanslar kendime yaptigim en buyuk yatirim oldu, kabul ediyorum :) Simdilerde seans aralari acildi, ihtiyac duydukca gitmemin de faydalarini somut bir bicimde gorur oldum.Keske herkes hayatinda birkez deneme ve sonrasinda devam edebilme sansini yakalayabilse ve bu denli saglikli ve aydinlanmis yaklasimlarda bulunabilse...
Belki bir gun diyorum lakin elbet bir gun ihtiyac olacak diyerek simdi size biraz icerik paylasiyorum. Bende ornekler ve aciklamalar bitmez lakin bunlari okuduktan sonra belki biraz kendiniz arastirir belki de denemek icin heveslenirsiniz. Gereken cesaret, vakit & nakit uclusunu buldugunuzda kendinize yatirim yapiniz, dost tavsiyesi olsun, hos bakiniz saglikla kaliniz....
Ilk olarak 2023 Subatinda bir sabah erkenden ise giderken okudugum haberlerde cok buyuk bir deprem oldugu ve bircok ilde cok buyuk hasarlar biraktigi yonundeki azar azar gelen goruntu ve seslerden sonra farkettim ki bir insanin ustunu kapattigi derin uzuntuler, travmalar ve korkular bir anda ortaya cikiveriyor ve bambaska bir insana donusuveriyorsunuz. Evet tam olarak bir surec-sonuc iliskisi muhakkak ki olusuyor fakat ben bir sabah uyandim ve sonrasindaki 40 gun boyunca hem caresizce aglayip hem elimden geldigince neler yapabilecegimi dusunup hem hayata kusup hem de bana ihtiyac var ise kayitsiz kalamam, artik sakin kalamam durtusuyle gunluk rutinime devam ettigim bir zaman diliminden gectim. Uzun yillardir hem yalniz yasiyor olusum hem de 99 depremini en hararetlisinden yasamam ve hatirlamam nedeniyle tum travmalar bir bir su yuzune cikmaya baslamisti. Aklima dahi gelmeyecek korkularimla, yalnizlik ve caresizlikle yuzlesirken aslinda olum korkumun olmamasi, yalnizca sevdiklerimi kaybedersem haber bile alamayacak kadar buyuk bir afetin ve uzakligin ortasinda kaldigimiz dusuncesi beni gunbegun kemirmeye baslamisti bile. Yalniz kalmaktan, ise gitmekten, hicbirsey olmamis gibi rutinlerimize devam etmekten imtina ettigimi ve ne yaparsam yapayim asla duzelemedigimi farkettim. Burda bahsedilen duzelme durumu normalime- rutinime- aliskanliklarima ve huzurlu sakinligime geri donebilme ruh halidir ki ben yapamadim. Ustune ustluk hergun deprem bolgesine nasil yardim gonderebilirim, cevremi nasil duruma dahil edebilirim ve en hizli bolgeye nasil intikal edip faydali olabilirim debelenmesi icindeki gecen gunlerimde bir de ise gidip o zamanki yoneticimizin istegiyle hicbirsey olmamis gibi calismam beklenirken... O bolgeleri arayip once kisilere klasik bikac soruyla nasil olduklari sorulup toplantilara dahil etmek ve bu rutin gundemi her gun her hafta devam ettirmek sanirim beni en cok cildirtan davranis oldu. Toplanti aralari dahil, her aksam eve gelip es-dost-arkadaslarimla gorusup, neler yapabilirizi dusunmek ve hayata gecirmek bile hem inanilmaz iyi hem de fazlasiyla kotu geliyordu. Oturdugum yerden neler yapabilecegimi ilk olarak belki de o donemde gordum ! O illerden birinde yasayan universite sinif arkadasimizla koordine bir sekilde baslattigimiz yardim tirlarini yonlendirme, ilgili isimlere ulasma ve dahasi dahasi... Sabaha kadar uyumadan ise gittigimi ve tam 40 gun boyunca hem aglayip hem uyumayip is yaptigimi cok net hatirliyorum !
Simdi gecmise bakiyorum da ne akil kalir insanda ne sinir ne hayal ne gelecek... Sevdiklerini, evlerini, ailelerini kaybeden insanlara once sabir sonra yasama ve dayanma gucu diliyorum ki en saglamindan en derininden... Akil alacak gibi degil basimiza gelen seyler..
Lakin hayat devam ediyor dedigim noktada hem bi arkadasimin referansi ile psikolog terapileri ile tanistim hem de durumdan uzaklasmak icin fiziki olarak da uzaklasmam gerektigini ogrenmem bu toplumsal boyuttaki aci vesilesyle oldu diyebilirim. Yalnizca birkac seans gidip konustugum klinik psikolog o kadar tatli naif ve isinde iyi bir kadindi ki konusarak rahatlamak yerine yalnizca isinde usta isimlerle konusmam hatta gerekli gorulurse diger psikoanalizleri de denemem gerektigini seve seve kabul etmis oldum. Kabul etmek iyilesmeye basladiginizi gosterir bunu da ustune basa basa soylemek isterim !!! Kabul etme asamasina gelene kadar calistigimiz konuslara eslik eden EMDR terapisinde, o vakitler kulaklik ile kisa uyaran seslerle beyni yeniden islemis olduk. Yani ben korkularim, takili kaldigim konular ve ofkemi orada birakip kendi hayatima daha saglikli bir sekilde donebilmis oldum. Depremin herzaman olabilecegi, olum ve kayiplardan sonra acimi/ yasimi istedigim gibi yasayabilecegim ama depresyona girmemin hic bir fayda getirmeyecegini o donem bir nebze de olsa farketmistim. 1-2 seans sonrasinda toplumsal olaylara verdigimiz veya ozellikle veremedigimiz tepkilerin bizde olusturdugu hasarlar, ustu kapatilmis ve gunluk kosturmacada farkedemedigimiz travmalarimiz bizimle birlikte etrafimiza da hizla sirayet eder. Neseli kisiligim, hiperaktif ve enerjik yaklasimlarim nedeniyle kimse beni defresif goremezken sonralarda gelen "'beni anlamayan insanlara laf anlatmak yerine kendimle kalmayi tercih ettigim"" davranislarimi da farkettim. Terapilerde calistigimiz her turlu degisik konulara bu da dahil oldu zamanla. Duzenli olarak gitmeye baslamam ise yegenimi kaza sonucu agustos sonunda kaybettikten sonraki uykusuz gecen 3 ay ve Istanbulá dondukten sonra ilk is gidilen randevuda olusturuldu. Bir oneceki yazimda belirttigim uzere uyumadiginiz zaman sinir sisteminiz yenilenmiyor ve psikiyatr gozlemiyle gelecek ilac veya sozlu uygulamalara ihtiyac duyabileceginiz gercegiydi. Bana ilac tedavisi hic bir zaman uygulanmadi cok istemem ragmen gerek gorulmedi lakin bu psikoanaliz yonteminin bu denli ise yarayacagi da aklimin ucundan dahi gecmezdi.
Haftada 1 kez gittigim terapilerin baslangici yas terapisi olarak baslasa da ince ince calistigimiz tum konularla birlikte yan konulara da geciyor derinlere inebiliyorduk. Bu kez gozlerim ile sinyalleri takip ederek yaptigimiz bu uyaran-hasta iliskisinde her calistigimiz konunun ertesi gun ise yarayacagini bilseydim daha ilk kaybimdan sonra orada olur ve sonrasinda takili kaldigim her konuyu bu yontemle calismak isterdim. Yas terapilerinde hep ayni siralama oldugunu zannetmiyorum fakat benim once ofkemi asagiya alma ihtiyaci sonrasinda olen kisiyle vedalasma ve sureci en bastan yasatma ayrintilariyla bu seruvene baslamis olduk. Kisi ve kisiliklere gore degisecegini umdugum bu terapiyi herkese onermeye baslamam bende inanilmaz derecede ise yaradigini gordukten sonra oldu dememe gerek yok sanirim. Cunku once uyumaya basladim sonra asiri sinir ve aglamalarimi kontrol altina almaya basladim ve kabul etmeyle birlikte gelen ozlem duygsusuyla nasil yasamaya devam edecegimi ogrenebildim. Yalniz kalma ihtiyacindan sonra sosyallesebilme, is hayatina ve gunluk rutinlere geri donebilme ve seyahate cikip uzaklasarak sevdigim seylere odaklanabilme olgularim 6 ay sonra geri gelmeye basladi. O zamana gelene kadar yaptiklarimi otomatik olarak yaptigimi ve cok da fazla bisey ifade etmediklerini, cokta detayli hatirlamadigimi da simdilerde farkeder oldum. Sanirim sok halinde yasadiginiz gunleri pek net hatirlayamiyoruz. Icgudusel olarak geliyor ve gidiyor olabilirler. Bilemiyorum, bunu sormak aklima gelmedi hic... Yalnizca hicbiseye inanmayan ve kimseye guvenmeyen ben bu yontemin nasil bu kadar etkili oldugu ve bende hemen ise yaradigini sordum bir kez terapistime... Bilimsel calisma olmasi ve beyni yeniden isleyebilmesi nedeniyle oldugunu, calistigimiz diger konularin da bu yuzden ise yaradigini hem kendisinden hem de bilimsel kaynaklardan ogrenmis oldum. EMDR geleneksel terapi tekniklerine göre oldukça hızlı işliyordu ve bu nedenle de daha bir hevesle ve ihtiyac dahilinde gittigim seanslar kendime yaptigim en buyuk yatirim oldu, kabul ediyorum :) Simdilerde seans aralari acildi, ihtiyac duydukca gitmemin de faydalarini somut bir bicimde gorur oldum.Keske herkes hayatinda birkez deneme ve sonrasinda devam edebilme sansini yakalayabilse ve bu denli saglikli ve aydinlanmis yaklasimlarda bulunabilse...
Belki bir gun diyorum lakin elbet bir gun ihtiyac olacak diyerek simdi size biraz icerik paylasiyorum. Bende ornekler ve aciklamalar bitmez lakin bunlari okuduktan sonra belki biraz kendiniz arastirir belki de denemek icin heveslenirsiniz. Gereken cesaret, vakit & nakit uclusunu buldugunuzda kendinize yatirim yapiniz, dost tavsiyesi olsun, hos bakiniz saglikla kaliniz....
EMDR’nin ortaya çıkışı Francine Shapiro, 1987’de EMDR ile ilgili ilk gözlemlerini yapmış ve tekniğini çeşitli durumlarda denemeye başlamıştır. Shapiro’nun EMDR’yle ilgili deneyimi arttıkça, diğer terapi yaklaşımlarından da yararlanarak bu yöntemi zenginleştirmiştir. EMDR ile ilgili ilk kontrollü klinik araştırma 1988’de yapılmıştır. Bu tarihten günümüze kadar hızla kabul edilen ve etkililiği konusunda üzerinde pek çok çalışma yapılan bir teknik olmuştur.
EMDR yaklaşımına göre, travma ile ilgili anı bellekte uygun olmayan bir biçimde depolanır ve bu geçmiş yaşantı “düğüm” olarak adlandırılır. Düğüm, terapötik olarak çözülmesi hedeflenen, anı ağlarının merkezinde bulunan, biyolojik olarak depolanmış olan deneyimdir. Uygun olmayan biçimde depolanan bu anılar, işlevsel olmayan tepkilerin verilmesi ve kendilik algısının zayıflamasının en temel nedenidir. Şu andaki yaşantılar var olan anı ağları ile bağlantıda olduklarından, işlevsel olmayan bir biçimde depolanmış anı ile beslendiklerinde uygunsuz bir biçimde yerleşebilirler. Bellekte depolanan anılar, görüntü, düşünce, duyumlar gibi bilgilerden oluşurlar. Bilgi, “donmuş” bellek sisteminde değişmemiş/ işlenmemiş şekilde, nörobiyolojik seviye olumsuz inançlara yol açan (özellikle çocukluk çağı deneyimleri) bir çok olay (stresör) ya da stresörün kronik olduğu yaşantılar olabilir. Birbiri ile ilişkili, temeldeki hedef anılar (düğümler) özgün halleriyle (değişmeden-işlenmeden) depolanmışlardır ve şimdiki zamanı önemli şekilde etkilerler. Şimdiki zamanda var olan bozuklukların neredeyse tamamının nedeni geçmiş deneyimlerde saklıdır. Birçok insanın hayatı boyunca benzer sorunları tekrar tekrar yaşamasının nedeni, işlenmemiş travmatik anıları olabilir. Bu anılar işlendiğinde, bilgi, bozukluktan işlevselliğe doğru hareket eder. Bilgi işleme, işlevsel olmayan verileri donma durumundan çıkarıp uyum sağlayıcı bir çözüme doğru götürür. Bozukluktan işlevsel olana doğru hareket eder, daha yüksek uyum sağlama gerçekleştikçe olumluluk artar. Shapiro’nun Uyumsal Bilgi İşleme (UBİ) modeline göre; bir bilgi eğer sıkıntı verici ya da travmatik ise tam olarak işlenemez. Bellekte olayla ilgili ilk algılar, beraberinde çarpıtılmış düşünce (biliş) ve algılar olarak depolanacaktır. İnsanların şu an sergiledikleri uyumsuz davranışlar bu sıkıntı verici anıların işlenmeden kalmasının sonucudur.
EMDR sekiz evrede uygulanır. İlk iki evre bir seansta tamamlanırken, diğer beş evrenin seans sayısı farklılık gösterebilir. Travmatik anılarla çalışmak hemen her zaman hasta için sıkıntı vericidir. Bu yüzden, EMDR terapisti hastanın kendi kaynaklarına yönelir ve olumsuz duygulanımlarla başa çıkabilmesi için beceriler geliştirmesine çalışır. Travmatik anı ile ilişkili tüm bellek ağlarının işlenmesini sağlamak için, tedavi genellikle en erken yaşam döneminde yaşanmış olan ilişkili olayla başlar. Önce travmatik anılar hedeflenir ve çözülür, ardından EMDR şimdiki durumlara yönelir. İşlemleme duygusal açıdan huzursuzluk verir ve aktif semptomatik reaksiyon ve huzursuzluk kalmayana kadar işlemeye devam edilir. Travmatik veya sıkıntılı anıların işlenmesinden başka, EMDR sağlıklı, işlevsel bir yaşamın sürdürülmesinde gereken özel beceri ve davranışları geliştirmeye yardım etmek için de kullanılır.